çok sevdiğim karikatür kahramanı "Muhlis Bey ve Yavlum Mithat" tan bir iki alıntı, :komik:
Muhlis Bey'den ;
ÇAY NASIR KIZARTILIR?
Evek sevgili okurcularım. Çay bizim geleneksel içkilerimizdendil. Sabahs kahvaltıda, ikindi vaktında ve akşam yemekten sonra çay içmiyenimiz yok kibidir. Kahva iseyse en az çay kadal sevilen fakat o kadal bulunmayan ikinci içkimizdil. Ben şimdik sizlere çay pişirmenin injeliklerini anlatacağım.
Çay yapmak için kullanılan iki katlı tencereye çaydanlık diyoluz. Fransızlar buna ''Yağdanlık'' derler. Çaydanlık yuvallak ve içi oyuktur. Fil kibi bir hortumu vardıl. Tutmaya yarıyan sapına iseyse tutamaç denir. Üst katta iseyse ''Gemlik'' adlı ufak çaydanlık bulunur.
Bakkaldan aldığımız çaydan bir totem alınarak gemliğe atılır. Su kaynalken çıkan buharlar gemliği ısıtarak çayların ömermesini sağlar. Artrık çaylar renk vermiye hazırdıl. Kaynayan suyun bir kısmısı çayın üstüsüne dökülüp renk elde edilir. Fakak bu renk hep aynıdıl. Ben bigün sıkılıp gemliğin içisine boya koydum. Böllece hep çay rengi elde etmekten kurtuldum. İsttersem sarı, istersem kırmızı istersem mağvi renk elde edebiliyorum. Fakat bunlar çay kadal lezzetli olmuyol. İçerken insanın ağız ve boğaz nahiyesini boyamaları da cabası. Bisi bu belağdan Allah Kurtalsın.
Muhlis
__________________
BOHULMA HALİNDE ALINACAK ÖNLÖMLER...
Bildiyinis kibi sıcaklar iyice bastırtdı. Fakat akıllı ve küntürlü insamlar sıcaklara çağre olaraktan denize girmeyi icat etmiştirdillel. Ancak bahsı kimseler iseyse denise girmeyi biltüllü öğrenememiştirdillel. Bu biltakım şahıslal bohulmayı alışkanlık halisine getirtmiş hergün bohulmadan duramaz olmuşlardırlar. (Bem de bil zamanlar boulmaya çok alıştımdıydı ve helgün boulmadan duramaz olmuştumdu. Fakak somra ise doktollal ''Eğer helgün bölle bohulmalara devam edelsem 60 yaşısımdan somra zor yaşıyabilleceyimi'' söllediler. Bem de müthüş iradesimi kullanaraktan bohulmayı kendime bıraktıldım.) Nesse, bunlar fasa, fison. Biz gelgelelim asıl konumusa: Buğululken ne kibi önlömler alınabilir?
Boğulam bir imsan gördüyünüste onlara el ve ayak izlerinisi deydirtmeden doktola habel ediniz.
Çevrede gördüyünüz koli bashillerinisini hemen polislere ihbal edinis. Çümkü kolhi bashillerisi, yüzme anlamayan vatandaşlarımısın parasılarını çalmak içindir ki anları bohultmuş ollabilirlerdir.
Eğer kendinis bohulduysanız sakın ağzınısınız açmamaya tikkat edinis. Yosksa mikloplu suları yutalak kabakoluk, hapşuruk, ökşuruk gibi hasthalıklarha yakalanabilirsiniz.
Bohulurken ağzınısı açmanısın da görküsüzlük olacağını unutmayınız...
MUHLİS
----------------------------------------------
MUHLİS HAMMERİN MAĞÇERALARI
Sombaharın ondördüydü. Hafif bir ahmakıslatan yağıyoldu. Epey ıslanmıştım. Olay yerisine geldiyimde cinayet bitmiş, herkeş dağılmıştı. Doval olarak kaatil de yoktu. Maktül'ün sene-i devriyesi okunuyoldu.
Tam bu sırada sol gözüm yerde elektrik düymesi kibi bişey gördü. Bu katilin ceket düymesiydi. Telaşla kaçarken düşürtmüştü. Buna şüphe yoktu. Çümkü kaatil az ötöde düğmesi kopuk ceketini de düşürtmüştü. Azcık etrağfa göz atınca büyücek bir cüzdan buldum. taha somra bunun bir fotoyraf albümüsü olduyunu çaktım. Albümde kaatilin çocukluk, sünnetlik, askerlik ve nikah fotoyrafları vardı.
Bu sırada gözüme bir zarf ilişti. Zarfın içinden kaatilin cinağyeti itiraf ettiyi noterden tasdikli bir belge çıktı. Belgenin altında kaatilin adı soyadı, açık adresi yer alıyoldu. Bu bir ipuçu olabilirdi. Kaatil kaçarken bir de cinağyetin kuşe kağıta basılmış, lake kapaklı, 64 sayfa, renkli fotoromanını düşürmüştü. Büyük bir bulmaca ile kalşıkakşıyaydım. Birden beynimde bir kıvanç çaktı. Elimde kaatilin kartviziti de valdı. Kartvizitindeki telefon numarasını ararsam bir iz bulabilirdim.
Düşüncemi gerçekleştildim. Telafomu bir bayan açtı. Yumuşak bir sesle şunlalı sölledi: ''Alov. Ben kaatilin karısyım. Eşim şu anda banyoda tüfeklerini temizliyol. Bem de lavamak ile onun kanlı gömleklerini çitiliyolum. Bu akşam evdeyiz. Bekliyoluz, buyulun...''
Anladıyım kadalı ile bu bir kadın sesisiydi. Dananın kuyluğu kopmak üzeleydi. Bu şaşırtmacayı yutmadım. Saat sekisde Belgarat ormanına gittim. Geceyi oroda geçirdim. Hiçbir hareket olmadı. Ertesi gece Maslak'ta dolaştım. Yine bir şey olmadı. Bir kaç gün sonra evimin kapısısı üç kere çalındı. Açtıyımda eli pıçaklı fakak sevimli bir beyğle karşılaştım. Adam: ''Salak herif, kaatil benim. Bütün yasal işlemleri yaptırdım. Şu anda beni tutuklamış bulunuyolsun. Tek kelime söylersen aleyhine delil olur'' dedi ve kendi kolunu benim koluma kelepçeledi. Merkese dovru yola çıktık... Fakak hernasılsa tikkatsizliyim yüzünden adamı yolda kaybolttum. Hala hayin kaatili elimden kaçırttıyıma üsülürüm.
Muhlis Hammer
------------------------------------------
ve görsel
Anasayfa 
Renault 9 Blog 
